İş İşi Açtı :))

Hani "laf lafı açar" derler ya, bugün "iş işi açtı"  :))

Sabahın 6 sında cep telefonum çaldı, fırladım... Zamansız çalan telefonlar insanı ürkütür ya, neyse, ben telefona uzanana kadar kapandı, "bilinmeyen numara". Tekrar uyumayı denedim, olmadı, 6,5 ta kalktım :(

Dün su deposunun alt musluğunu açmıştım boşalsın diye, depoyu çevirmem gerekiyor da...
Camın önünde çayımı içerken bir baktım ki, o sert plastik depo yamulmuş, pijamalarla fırladım çıktım nooldu diye. Dalgın kafam, alt vanayı açmışım ama üst kapağı açmamışım, tabii boşalırken içteki havayı emmiş emmiş, yamulmuş, kapağını açamadım, ufak tapasını çıkartabildim ancak, hava almaya başladı :)

Anamla sabah kahvemizi de içtik, üstümü değiştirdim, çıktım.
Deponun üst kapağını açmayı başardım....
Deponun hemen yanında veranda var, orada masanın tam ortada olmadığını farkedince yerine çekeyim dedim,

onu çekerken baktım sarmaşık gülün iki dalı uzamış, tutturmak gerekiyor. Ocakbaşında çiçek bağları vardır diye oraya gittim,

çiçek bağını ararken yerde su kabağı çekirdeklerini gördüm, onları diktim,

onları dikerken, hemen üst tarafta asma var, boşta kalmış sallanıyor, bağlamak lazım, arabada kalın ip vardı, onu aldım ama kesmeye birşey yok, bodruma inmem lazım,

bodruma indim, öyle karışmış ki, bütün kış indirdiğimizi koymuşuz tezgah üstüne, oraya buraya,
bodrumu toparlamaya başladım, bodrumu toparlayıp makası alıp ocakbaşına giderken mor açan bir çiçeğin dalları yerlerde, yazık çiğnenecek,

ona dallardan saracak birşey yaptım, toparladım,

tam asmaya gideceğim, sabah sefası tohumlarını gördüm, gecikti diye onları diktim,

onları dikerken aslanağızlarının da otlarını yoldum,

aslanağızlarını yolarken devam edip üst bahçenin tüm etrafının otlarını yolup topraklarını kabarttım,

e öğlen oldu, yoruldum, paydos ettim.

Sahi ben asmayı bağlayacaktım değil mi, çok yoruldum, yarına kaldı :))