Siz önceki günkü sayfamda Bıdığın keyif köşesini izlerken ben Acıbadem-Kocaeli hastanesinde
Pet CT çekimindeydim, hani diyordum ya son kontrollerimde şüpheli bir kalınlaşma var diye, işte onun kontrolü...
Dün sonuçlarımı değerlendirdi onkoloğum Süleyman Temiz, (zaten ben de dün sonuçları aldığımda okumuştum) ciğerimin köşesinden ayırdıkları tümörüm gene gelmiş :)) Ayrılamamış benden yani :))
Doktorum öyle şeker, öyle tatlı tatlı anlatıyor, güven ve moral veriyor ki...
"Kemoterapiye başlayacağız, küçültüp ışınlayıp yok edeceğiz, başka yerde yok neyseki, hiiiç endişe etme" dedi ve önceki gün öğleden sonra sonuçları alıp kendi kendime değerlendirip neredeyse sabaha kadar zırlayan benim bütün neşem geri geldi :))
Yaaa... Ölümden korkmak değil benimkisi, ben bu hayatı, doğayı herşeyiyle seviyorum, zorluklarıyla, acılarıyla, tatlılarıyla... herşeyiyle, gitmeye niyetim yok yani :))
Neyse...
Hemen başladı kemoterapi, rahatıma bakar mısınız :))
3,5 saatlik bir kürmüş, tepemde bir sürü torba, bittikçe diğerine geçiyorlar :)
Odada üç kişi kemo alıyor, ilaç bitince alet sinyal veriyor ya, o kişiden bir "ollleeey" sesi geliyor, asıl o sese hemşire koşa koşa geliyor değiştiryor torbayı, eh ben de geri kalır mıyım, ben de çektim "oleeey"leri, hele son damar yıkama serumundan sonra "ohhh"la karışık oldu :)))
Bu arada rahat rahat kitabımı okudum, nefis bir öğlen yemeği geldi, amaaa... habire de çiş geliyoooo :))))
Alıyorsun şu örümcek ayağı, dooğru tuvalete, üç kere gittiiim :)))
21 gün sonra gene bekleriz dediler, davete icabet gerek tabii :))
Haaa... Ben iyiyim... Gerçekten iyiyim, moralim de iyi, hatta üretime devam :))
Öptüm hepiciğiniziiiii....