Kitapların Olmazsa Olmazı... :)

Olmazsa olmazlarına yenilerini ekledim :))

Ama önce bu işi yaparken kullandığım bir aleti tanıtmalıyım size :))))

 

Kalemin üzerini okuyabildiniz mi ?

:))))

Makyaj alışkanlığı edinemedim bir türlü hayatım boyunca :(

İş arkadaşlarımdan Nur ise hiç makyajsız  görülmemiştir herhalde :)

Nur beni alıştırmak için, özel bir günde, makyaj malzemeleri hediye etmişti.

Gözlerime çizgi çekmek ancak bir hafta sürdü, sıkıldııım :))

İşte bu kalem o günlerden kalma, içi kurumuş bile olsa ucu çoook işe yarıyor, ama böyle işlere :)))

Ne diyorduk....

Kitapların olmazsa olmazı... Ayraçlar :)

İşte yeni ayraçlarım :))

"Çocuksun sen çocuuuk"... diyenleri duyar gibiyim :)))
Aynen öyleyim :)

Kendimi seviyoruuum :))
Sizi de tabii :))

Birşeyleri Bitirmek... Birşeylere Başlamak...

Sabırsız bir hatunum işte...
Ya da açgözlü mü desem...
Elimde ne varsa... elişi, ya da kitap... ya da yemek... herneyse...
Çabucak bitmeli... Bitmeli ki, yenisine başlayayım... Sanki yenilerine başlayınca ömrüm uzayacakmış gibi geliyor, belki de onun için hobi malzemeleri-kitap almaya doymuyorum... Elimin altında olsunlar ki, biri bitince birine başlayayım ara vermeden...
Manyak bir ruh hali işte :)))

Bir kitap bitti...
Biraz zor bitti...
Maeve Binchy severim, ama ancak sonlarına doğru sürüklemeye başlıyor, bu da 624 sayfalık kalın bir kitap olunca, oldukça yavaş gitti...

Ama güzel di.. Konusu, gidişi... sevdiiim :)

Tanıtım yazısını da paylaşayım hemen :)

 "Maeve Binchy''yle İrlanda’ya yolculuklarımız sürüyor. Bu yolculuklarda İrlanda’nın köy ve kasabalarında insana dair ne varsa çıkıyor karşımıza. Sevgiler, aşklar, ümitler, hayal kırıklıkları, korkular, yalnızlıklar ve kalabalıklar… Binchy, her zamanki gibi insanı anlatıyor. Sade ve akıcı bir dille… Birçok insanın hikâyesine aynı mesafeyle yaklaşarak, okuyucusunu derinden etkilemeyi başarıyor. Bu kez 1962 yazına dönüyoruz onunla birlikte. Küçük bir İrlanda köyüne. Amerikalı bir milyonerin gelişiyle birlikte hayatı değişiyor bu köyde yaşayanların. Köy yaşamının sükûnetine çalkantılar katıyor yazarımız. Dantel perdelerin gerisinde kalan sırları kurcalıyor, bizi bir genç kızın dudağına kondurulan ilk öpücüğe, çocukların yaz oyunlarına, beklenmedik hamileliklere, ani ölümlere tanık ediyor. "Ateşböceklerinin Mevsimi" bir yerlere, birilerine ait olma isteğiyle yanıp tutuşan, bunun eksikliğini çeken kahramanların romanı. Tanıdığımız, bildiğimiz, yakınımızda duyumsadığımız insanların..."

Hemen yenisine başlandı tabii :)
Debbie Macomber-Cedar Cove serisinin yeni kitabı...
Ve bitirilmeye çalışılan tığ işi... Bu sabırsızlıkla yastık olmasına karar verildi, aynı renklerden değişik yastıklar da örülmek üzere tabii :))

Sevgi.... Sevgi.... Sevgi....

Sevgi...
Herşeyin anahtarı sevgi...
Sevmeyi seviyorum...
Sevilmeyi seviyorum....
Sevgiyi çağrıştıran herşeyi seviyorum ... :)
..........................................

Hah...
Dün başladığım işi anlatacaktım değil miii :)))

Elimde strafor parçalar vardı, demonte olarak aldığım sehpa kolilerinden çıkmışlardı, pek düzgün, sıkı şeylerdi de atmamıştım tabiii :))

Üstlerine nota kağıdı yapıştırmak üzere önce beyaz tutkal sürdüm fırçayla biiir güzel...
(su bazlı olmayan yapıştırıcılar straforu eritiyor ya... )

Sonra nota kağıdını yapıştırdım düzgünce...

İster istemez buruşuyor yavaş yavaş, parmak uçlarımla kırışıklık yapıyorum onlarla, daha bir orjinal oluyor :))
Sonraaaa....
Hani o siyah parçacıklar vardı ya, keçeden kesilmişler, işte onlar yapıştırıldı soğuk silikonla...
Veeee...
Duvara asıldı...

Gene sıcak silikonla tabiiii :))))

Sevgi.... Sevgi.... Sevgi....
Hepinizi çoook seviyoruuum :)

Neler Oluyor Orada ? ... :))

Ucundan accık :)

Keçeden kesilmiş birşeyler...
Strafor levhalar....
Notalı kağıtlar.....
?????????????

Arkası yarın... :))))

Boş Yerleri Dolduralııım :))

Eskiden belediye otobüslerinde biletçiler, daha sonraları şöförler böyle bağırırlardı :))
"Boş yerleri dolduralıım..."

Ben evde bunu söylüyorum hep... Duvarlar filan boş oldu mu soğuk geliyor bana, doldukça ısınıyorum :)
Zaten hala tam yerleşemedim demem de bu yüzden, daha duvarları dolduramadım :)))

Minik çerçevelerim vardı, dağdaki evde sobadan, sigaradan içlerine kadar sararmış, hatta kahverengileşmiş :((

İşlemelerini yıkamıştım, bugün çerçevelerini sildim,

cam yerine plastik koyuyorlar ya, onların yerine şeffaf naylon artıklarımdan kesip koyuyorum, hani masa-sehpa üstü için kullanılan kalın şeffaf naylonlar var ya, işte onlardan artanlar :)

Tertemiz oldulaaar....

Ve koridorda iki oda arasındaki duvara dizildiler :))

Bir de bu üçlü vardı,

Onlarda temizlenip banyo kapısının yanındaki duvara dizildiler...

Tabii ki hepsi sıcak silikonla yapıştılar...

Daha boş yer çoook, çok işim var çoook :))))))

Bana Kolay Gelsiiin :))

Başladım...
Karar verip başladııım :))
Önce topladım çift katlı lif iplerimi bir kutuya...

Taşındım salona, yanımda kağıt mendillerim, elma çayım, başladım yeni işimeee :)

Sıkılma katsayıma göre yastık-bebek battaniyesi-tek kişilik battaniye olabilir :)))))

Offf.... burnum akıyoooor... halsizim.... gözlerim yanıyooor... anam hala tek başına kalkamıyooor...daha yemek yapmadııım :(
Azıcık uzanayım ben dimiiii :)

Salon İşim Var dı ya ...

Yani salonda oturduğum süre içinde yapacağım elişim yani... :))
Yani battaniye...

Ekim ayında başlamıştım...

 

Tv karşısında boş durulmuyor kiii :)

 

Bıdık uyuklar ben şişleri dürterim...

Sonra geçer karşıma, bırak onları da beni al kucağına der :))

Böyle böyle derken dün bitti battaniyeeemmm :))

Böyle de baksak aynı :))

9 numara şişler, 100 ilmek başladım, Süleyman kardeşimin Boston ipleri bunlar kalın kalın.. Daha önce de aynı yünlerden bir battaniye örmüştüm...Örnek kolay, bir kare ters-bir kare düz :) 10 ilmek-15 sıra...

Salon boş durmasın değil mi...
Durmaz zaten, yeni bir işe başlandı bileee :)
Yarın paylaşırım ucundan accık :))

İlk'ler Kıymetlidir :)

İlk'ler her nekadar acemilik işi de olsa, en kıymetlilerdir benim için...
Daha sonra yapılanlar çok daha güzel, daha özenli, daha profesyonel olsalar bile, ilklerin yerini tutmaz bence :))

İşte blog arkadaşlarımın kendi yaptıkları ilklerden bana gelen birkaçı...
Onların yaptıkları şimdi çoook daha profesyonel ve muhteşem... ama tabii ki bu ilklerin yeri başka :)

Tanıtım yapmıyorum, siz zaten bilirsiniz kimlere ait olduğunu :)

Daha çok var aslında, canımcım arkadaşlarımın ilkleri hep biryerlerde gözümün önünde...
Bunlar en yakında gördüklerim... Yorgunum, üşeniyorum dolanmaya, o nedenle ne olur gönül koymasın diğer arkadaşlarım, zaten çektiğim fotoğraflarda mutlaka çıkıyordur onların da ilkleri :)

Ama Bunlar da Güzeeel :))))

Bunlar da Sevim'den ...
Arşivime koymuşum, O'na da yorum yapmışım, ama daha denememişiiiim :)))

Biraz daha değişiği.

Daha çoook çeşitler var...
Ama önce bunların benzerini denemek gerek...
Bazıları denemiş bile... Ne hamarat hatunlar vaaar :))))

Ne Çok Şeye Hevesliyim...

Hevesliyim de... Hangisine başlasam diye baka baka zaman geçip gidiyor :))))

En son bu motifi gördüm, facebookta sevgili Kadriye paylaşmış, ah o Kadriye... neler neler bulup paylaşıyor da, aklımı karıştırıyor zaten benim :)))

Benzer motifler de var daha arşivimde... Hepsi birbirinden güzel... Baktıkça öresi geliyor insanın...
Öresi geliyor da... Önemli olan başlamak :)
Başlarız canııım... Acelesi mi var :)))

Zamane ...

 Bilgisayarsız olamıyoruz değil mi :))