Gecenin sonu güzel bitti :)
Çünkü zevkle okuduğum Jojo Moyes'in "Sevgilimden son Mektup" kitabını bitirdim :)
Ahhh... Ne romantiktiiii :)
Nerde şimdi böyle aşklar :(
Ben gene tanıtım yazısını kopyalayayım sizin için :)
"En azından şunu bil ki bu dünyada seni seven bir adam var.
Seni her zaman seven ve bu ona zarar verse de
hep sevecek olan bir adam...
1960. Jennifer Stirling zengin kocasının servetiyle lüks bir hayat
yaşamaktadır. İstediği her şeye sahip olduğunu zannetse de bir gün ondan
her şeyi arkasında bırakıp kendisiyle gelmesini isteyen bir adama âşık
olur. Hayatında ilk defa tutkuyu hisseden Jennifer''ın önünde iki
seçenek vardır: Ailesine ihanet etmek ya da aşkının peşinden gitmek…
2003. Gazetecilik kariyerinde zirveye yükselmek isteyen Ellie
Haworth ünlü ve karizmatik bir yazarla ilişki yaşamaktadır. Aslında çok
mutlu olması gerekirken sevdiği adamın başka bir kadına ait olması
Ellie''nin hayatını ve tercihlerini gözden geçirmesine yol açar. Bundan
böyle ya eksik bir sevgiye razı gelecek ya da kendini korkusuzca gerçek
aşkın kollarına bırakacaktır...
Bir gün Ellie, gazete binasının tozlu arşivinde 1960''lardan kalma
aşk mektuplarına rastladığında iki kadının hayatı beklenmedik bir
biçimde kesişir. Acı bir aşk hikâyesinin eksik parçaları bir araya
gelirken Jennifer ve Ellie''nin hayatı geçmiş, gelecek ve günümüzle
tekrar şekillenir.
"
........ Bu akşam yeni bir kitaba başlama akşamıdır, heyecandır, meraktır :)
Ve sabah....
Güneşli bir güne günaydın...
diyerek kahvaltı masasını hazırlamadan önce bugünün menüsünün hazırlığını yapayım dedim.
Ayıptır söylemesi haşlama et yapacağım, onun için eti hemen haşlanmaya koyayım da iyice yumuşasın ...
Masayı da hazırladım, tam bardağıma sütümü koyuyordum kiiiii.....
Taştı :((
Kapağını aralık bırakmıştım halbuki, ne çabuk kaynadın, ne çabuk taştın yaaa :(
Sabah sabah ne eziyettir şimdi bu :(
Üstelik...
Üstelik, yeni ev ya, yeni mutfak ya, özendim, ankastre ocak-fırın aldım, hem de siyah :(
Benim gibi özenen varsa siyah almasın sakın. Su damlasa kocaman bir yemek artığı gibi görünüyor yaa, her dakika elimde bez, parlatıyorum :(
Ve sabah sabah haşlamanın suyu yayıldı mı bütün ocağa :(
Kurumasın diye bıraktım kahvaltıyı filan, temizledim :(
Şu anda sebzeleri eklenmiş olarak ocakta hala, ben buraya dalmışken taşar ya da yanar mı bir de üstüne, iyisi mi ben gidip bir bakayım :))
Neyse... herşey yolunda, tuzunu ekleyip bir karıştırayım dedim, elimin ayarı yok ki, azıcık sıçradı ocağa, gene elimde kağıt havlu... sildim.... :))))
Veee... Yemek zamanı, sonra biraz iş yapayım diyorum, dikiş filan gibi... Bakalım :)
Jo jo Moyes'in Senden Önce Ben kitabı bence daha güzeldi. Bir kutu mendil eşliğinde okumak kaydıyla...
YanıtlaSilOnu okuyalı epey oldu Calimerocum, konusu daha değişik,daha bir duygusaldı o evet :)
Silben de her akşam yemekten sonra dikiş dikeyim diyorum ama .... sonu uykuyla bitiyor maalesef....
YanıtlaSilSenin işin zor Mihricanım, daha sabret sen :)
SilHarikasın ablacım ne çok kitap okuyorsun helal olsun....kolay gelsin
YanıtlaSilAkşamları erken uzanınca 11e kadar filan okuyorum Tülincim :)
SilBu kitabı çok duydum ama okumadım... :) benim de kitabım çıktı... ! :)
YanıtlaSilben de beklerim sevgiler... :))
Senin şu kitabına da bakacaktım, iyi ki hatırlattın :)
SilJojo hep 50-60 yıl aralarla sıçrayarak iki hikayeyi birbirine bağlıyor galiba. Yine de merak ettim şimdi iyi mi :)
YanıtlaSilBağlıyor ama güzel bağlıyor Nurtencim, her nekadar tahmin ediyorsam da sonucu, gene de merakla acaba mı diye hızla okuyorum :)
Sil