31 Ağustos 2013 Cumartesi

Okudum Bitti... Okumaya Başladım...


Kimsenin gerçekliğine inanamadığı bir aşk hikayesiyle işlenen, geçmişten bugüne siyasi olayların harika anlatımı...
Hem duygusal... Hem yakın siyaset tarihi... Yani hem doyurucu, hem eğitici...
Kalın bir roman, ama sürükleyici, hızlı okuma alışkanlığımı bir yana bırakıp sindire sindire okuduğum bir kitap oldu...

Ve şimdi güzel bir aşk romanına başladım... Beynim biraz dinlensin :)
Bu arada kış hazırlıkların da devam ediyorum :))

30 Ağustos 2013 Cuma

Bugün 30 Ağustos....

Bağımsızlığın, Özgürlüğün, Vatanın, Bayrağın anlamını, değerini bilenlere....
Kutlu Olsun Bayramımız....

29 Ağustos 2013 Perşembe

Sonbaharı Getirdim Ben...

Doğru söylüyorum, bu sene yaz ayları genelde sonbahar gibi geçti zaten bizim burada ya, e leylekler de gitti, ben de sonbahar moduna gireyim bari dedim :)
Şöyleki...
İlkbaharda budayıp çelenk yaptığım sarmaşık kurumuş, onu ele aldım,

yanına topladığım palamutlar, kozalaklar da geldi, başladım yapıştırmaya...
Abeslanglardan bir de "Merhaba" çiti yapıverdim...
Yapıştırdım orta yerine, sıktım verniği her yanına, oldu işteee...
Çıkardım yaz çelengini, astım Sonbaharınkiniii :)


28 Ağustos 2013 Çarşamba

Leylekler Gidiyor...

 








Bir de net çekebilseymişim.... :((

27 Ağustos 2013 Salı

Kış Hazırlıkları...

Aslında dün yayınlayacaktım bu yazımı ama... Şu yol genişletme çalışması var ya, üçüncü defa gene koparmışlar telefon kablolarını, az önce bağlandı ancak...
Önceki gün Bilal oğlanların tarlasına boş gittim, dolu geldim tabii :))

Dün işleme koyduklarımı göstereyim...
Asma yaprakları...
Bizim bahçedekiler azdı, onları zeytinyağlı sarıp koymuştım dondurucuya...
Yeni topladıklarım sirkeli suya kondu,
 Suyun altında tek tek durulanıp boylarına göre ayrıldı,
 kaynar suya sokulup rengi döndükçe süzgece alındı,
 Soğuduktan sonra poşetlendi, pipetle vakumladı, bağlandı, dondurucuya kaldırıldı...
Sıra geldi 10 kilo fasulyeye...
 Bizim bahçedekileri günlük tüketmiştik..
Başı sonu ortası ayıklandı, yıkandı, domatesle hiç su konmadan rengi dönene kadar kavruldu, poşetlendi
Soğuduktan sonra vakumlanıp dondurucuya kondu....

Sırada mısırlar var...
Sonra domates, biber, taze soğan gelecek :)

25 Ağustos 2013 Pazar

Akşam... Yine Akşam...

Günün en huzurlu saatleri bu köşede geçer... Akşam olmuştur sessiz sakin...
 Rengarenk iplikler ruhumu renklendirirken
 kahve ve çikolata eşliğinde
iplik iplik dolanırken kumaşın üzerinde
kafamın içinde fikirler çıkar birbirinin içinden geçerek matruşkalar misali....

Ve zaman akıp gider geceye doğru....

 .............................................



24 Ağustos 2013 Cumartesi

Bugünden Birkaç Kare...

Bahçeye bir süs daha eklenmiş...

Yok yoook... Ben yapmadım bunuuu :))
Hiç gözüme çarpmadan çıkıvermiş bu mantar... Nasıl da değişik birşey...
Kenarlarını sanki birşey yemiş, belki çekirgeler... Bu sene çekirge çok var burada, yaprak bırakmadılar maalesef :((
Mantar küçük te değil baksanıza...
Biraz evcilik te oynadım... Hani şu "Fairy Garden" dediklerine özendim :))
Ama böyle bırakamadım, topladım gene, yağmuru var, sulaması var, ziyan olurlar...
Bu sandalye ve masamı hatırladınız mı ?

Geçenlerde uğraştığım bir işte kürdan kullanmıştım, kürdanlar önümde kalınca bunları yapıvermiştim :)
Ağaç-saksı süsü olabilir değil mi... Şimdi geldi aklıma :)

Bugün hava bir açıyor bir kapıyor... Kararsız...
Ben de öyleyim... Birşey üretesim yok...
İyisi mi biraz uzanıp kitap okuyayım... Sonra çay yaparım, geçerim tv karşısına alırım elime örtümü, işler dururum :)

23 Ağustos 2013 Cuma

İki Sandalye Yenileme...

Demiştim ya, oturma odasına iki sandalye yenilemem lazım, berjerlere uysun diye...
İşte onlar böyleydi (hesapladıkta, 37 seneliklermiş, hala sağlamlar) ....
Biraz yağlı boya, bir de lekelenmiş dertsiz masa örtüsü...
Böyle oldular :)
Bu sandalyeler 8 taneydi, 6 tanesini ocakbaşı için yenilemiştim birara, ama şimdi bodrumdalar, çünkü ocakbaşında çok tozlanıyorlardı...

22 Ağustos 2013 Perşembe

Tatesal Blogunun Çağrısı...

Canım Tatesalım nezamandır düşündüğüm konuya parmak basmış bugünkü yazısında...
Tamamen katılıyor ve aynen aktarıyorum...

Çok Kıymetli Blog Arkadaşlarım,Blogcanlarım!!!
6 senedir Blog dünyasındayım...Artık ailem,dostum,arkadaşım sizlersiniz...Blogum benim pozitif alanım...Burası başka bir dünya ve bu dünyada birçok dostluklar edindim...Yüzümüzü bile görmediğimiz dostlarımız arasında 40 yıllık dostlara taş çıkartacak muhabbetimiz var...Çok emek veriyoruz bizler...Bazen takdir ediliyoruz bazen de tekdir...Gerçek anlamda blogculuk kalıcılık ister,emekle birlikte süreklilik izleyenlerini de memnun eder...Öyle güzel izleyenlerim var ki benim 2-3 gün yazmasam telefonla arayıp hayırdır ne var nerelerdesin diye soruyorlar...Çok yürekten,sıcacık takipçilerim bunlar...Buradan onlara sonsuz teşekkürler ediyorum...
Bizler emek veriyoruz,sizlerde yorumlarınızla bizleri mutlu ediyorsunuz...Ama çok önemli bir husus var...
Güloanne ile düşündüğümüz ve bazı arkadaşlarımızın da desteklediği bir konu var...Blogger arkadaşlarımız ki buna bende dahilim bloklarımızı sosyal medyaya taşıdık resmen...Facebook,Twiter,Google + v.b sitelerde paylaşımda bulunuyor takipçilerimizi çoğaltmayı amaçlıyoruz...
Bu gibi sosyal paylaşım sitelerinde bloglarla yakından uzaktan alakası olmayan arkadaşlarımız belki bizlerin yemeklerini,hobilerini görmekten bıktı ki bazı serzenişlere şahit olduğumdan bu kanıya vardım...Neden bizler sadece bloglarımızda yazmıyoruz...Bizleri takip etmek isteyen zaten eder...Sosyal paylaşım sitelerinden yorumlar alıyoruz ama farkındamısınız artık bloglarımıza yazılan yorumlar azaldı..."Aman ben face de görmüştüm,beğenmiştim" diye kendimiz bile blog arkadaşımızın sayfasına uğramaz olduk...Bu konuda bana destek vermek isteyen arkadaşlarımın yardımlarını görüş ve önerilerini bekliyor,saygı,sevgi ve selamlarımı sunuyorum...
 
 Ben dükkanıma koyduklarım haricinde facebookta artık paylaşım yapmamaya karar verdim...
Sizler ne düşünüyorsanız ister burada, ister Tatesal ın yazısında belirtirseniz mutlu olurum :)
Sevgiler....

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Kıskanıyorum... Uyduruyorum... Mutlu Oluyorum :))

Gene kıskandım birisinde gördüğüm süsleri...
Uydurmam lazım benzerini...
(şiir gibi oldu :))
Malzeme... Malzeme... Yok bulamadım, 10x10 artık tahtalarım vardı, kalmamış :((
Komşuya müracaat...
-Mustafa abi 10x10 artık tahtan var mı ?
-Sunta takozlarım var, işine yarar mı ?
-Ver ver... uydururum...Sağol...

Kafaya koydum ya, uyduracağım mecbur :))
Suntalar da rutubet almış, üçünün tepelerini keseyim dedim parçalandı, idare edecez artık...
 Bunlar boya da tutmaz şimdi dedim, her bi yanını beyaz tutkalla sıvadım...
Boyama, yapıştırma, çakma, süsleme, bağlama derkeeeen...
Bunlar çıktı ortaya işte...
:))
Alttaki kavanozlara minik mumlar koyacağım da, bulamadım nereye koyduğumu onları :))
Neyse sonra koyarım dedim, yerlerine astım...
Biran önce göstereceğim ya sizlere... Sanki çok matahlarmış gibi... :))
Haaa... Kimi kıskanmıştım... Evimi Seviyorum-Colette... yani Nilgünümün cici kuşevlerini :))
Tabii benim uydurmaların alakası yok onunkilerle ya.. Olsun... Mutlu oldum ya ben, kıskançlığım geçti ya :))
Kavanozların içine yağmur suyu dolmasın diye kapaklarını kapattım...
Bu arada Bıdık bey merakla bir inceledi tabii onları :))
Bugünkü üretim bunlar işte :)
Bu arada bodrumu düzenledim gene, iki sandalye boyadım oturma odası için, kumaş uydurup kaplayacağım daha...

20 Ağustos 2013 Salı

Ordan Burdan... Dünden Bugünden...

Uzun zamandır doğal şampuan ve doğal sabun kullanıyoruz, hepsi sevgili Mine'nin ellerinden çıkıyor :)
Sabunlarım bitmişti, yenileri geldi, hemen birer tanesini sepetime yerleştirdim, banyom misss gibi kokuyor :)
 
Küpe çiçeğim öldü derken dirildi, hatta çiçek açtıııı :)
Dün Mübilyacılar Çarşısını geziyorduk ya, mobilyadan çok aksesuarlardaydı gözüm...
Bu odunlardan yapılmış bir sehpa, yapanın adını öğrenemedim, onun için kusura bakmasın :)
Üzerindekiler tam ben ve benim gibi olanlar için :)
Yapılacaklar listesine alındılar hemen...
Bu su kabağı çekirdeklerinden yapılmış, altındaki tabak iple sarılmış...
Üzerindeki top sanki yılbaşı topundan, üzeri tuvalet kağıdı ya da ince kumaşla sarılmış gibi...
Bunlar da diğer süsler...
Dükkanda seçtiğim buzdolabı...
Sürpriz yapıp dün akşamüstü getirdiler... O yorgunluğun üzerine bunlar da gelince.... Vayyy halime...
Gece 2 ye kadar çalıştım, sildim, yerleştirdim...
Magnetlerimi de göstereyim miiii :))

Ve.... Oturma odamızın berjerleriyle yeni hali...
Bıdık bey yüzünden hemen örtüldüler... İki berjer arasındaki sehpanın altına Bıdık beye yumuşak yastık ve battaniye koydum, neyse ki beğendi yerini :)
Ama gene de hangimiz kalkarsak anında koltukta :))

Buradaki divan küçük eve geçti, eski buzdolabı bodruma indi, biiiir sürü iş çıktı tabiii...
Küçük evi yerleştirdim bugün, resmini sonra yayınlarım...
Eski buzdolabı bodrumda ne işe yarayacak, ileriki günlerde göstereceğim :)

İki sandalye boyayıp oturacak yerini kaplamam lazım oturma odasına uysun diye...
Ve salonda camın önündeki iki küçük koltuğun yüzlerini yenilemem gerek...

Ay gereken çooook şey var :)))
Hatta şu anda beni bodrumda bekleyen yarıya geldiğim projem var ama ben de hal kalmadı :))
Şimdi çay vakti, Solmaz sultan çağırıyor :))