Az önce facebook'ta rastladım ve zaman tünelimde paylaştım bu sözü...
Çok doğru aslında...
Ben gönülden sevdiklerimin yanında oldum hep, elimden geldiğince, şartlar elverdiğince...
Ama...
Aması var da...
Anlatmaya gerek yok... Gittikçe nesli tükeniyor böyle insanların :(
29 Temmuz 2015 Çarşamba
23 Temmuz 2015 Perşembe
Ses Veriyorum... Bir kiii... Bir kiiii.... :))))
Naapim :)))
Ses ver diye mesaj atıyorsunuz ya, ses veriyorum işte :))))
Şaka şaka... Seviyorum ben siziiiii :)
Doğru dürüst birşey yaptığım yok, ondan ses veremiyorum.
Malum tedavim çok şükür iyi gidiyor, ama bende enerji yok, üstüne üstlük, kemoterapi yan etkisi olan nöropati, yani el ve ayak parmakları uyuşması-karıncalanması-elektriklenmesi-ağrısı.... İşte bu fena etti :( Şimdi klavyede harfleri tuşlarken parmak uçlarım azıcık acımakta, çok hassas ya... Azıcıkta naz yapayım böyle :))
Günler nasıl geçiyor...
Henüz hayalimdeki gibi sahil gezmeleri, çay bahçesi oturmaları, hobiler... maalesef gerçeğe dönüşemedi :(
Biraz orası burası yerleşiyor, yemek yapılıyor ( çünkü anacığım da çoook zayıfladı, çoook halsiz), hazırlanıyor, kaldırılıyor, çoğunluk yatıp dinleniliyor, kitap okunuyor. Yani idare ediyoruuuz :)) Doktorumun da dediği gibi... sabır sabır sabır :)
Son yazımı yazarken okumakta olduğum Kimberly Freeman'ın Deniz Feneri Koyu çoook heyecanla gidiyordu, ortalarına gelmişken elimden kaydı kitap ve son sayfası açıldı, baktım yarısı yırtık :(
Çok ta sürükleyici gidiyordu, meğer tek sayfa değil, 30 sayfa kadar eksikmiiiş :(
Geri gönderdim kitabı, hevesim yarınlara kaldı, yenisini almam gerek:(
Sonra Şükran Kozalı'dan Eğreti Gelinler... Kitabı seçerken Nurgül Yeşilçay'ın oynadığı Eğreti Gelin filmi geçiyordu aklımdan. Biraz karışık geldi anlatım, ya da kafam dağınık ta ondan belki, atlaya atlaya geçtim, daha sonra tekrar okurum diye kaldırdım.
Aslında bir de aynı yazarın Eğreti Erkekler kitabı da var, o da okunacaklar arasında...
Debbie Macomber serileri biraz karışmıştı, daha önce bahsetmiştim, başka yayınevlerinden daha ileri zamanın serilerinden basılmıştı :(
Cedar Cove serisinden dördüncü kitabı çıktı nihayet, hemen alıp okudum :) Sanki biraz yavanlaştı gibi geldi, ama gene de seviyorum bu hatunun kitaplarını :)
Logan Belle'den Kütüphaneci... Erotik... Elli Ton serisine benziyor, ama Elli Ton serisini okudukça insan erotizmden çok psikolojik-sosyal konulara kilitleniyordu, bu kitap öyle değil, tamamen erotizm konulu, pek sevmedim...
Aşk romanlarındayım ya bu aralar, ruh halime iyi geliyor :)
Ve sevdiğim yazarlardan biri Sandra Brown'dan Anılarımla Yatak Odasında'yı dün gece bitirdim, tabii her zamanki gibi yüzümde bir gülümseme oluştu, bayılıyorum mutlu sonlara :)
Daha okunacak çoook kitabım var hevesle alınıp karşıma dizilmiş :)
Daha çoook yerleşecek malzeme var evin içinde, özellikle hobi odam henüz kaaarmakarışık :)
Daha çoook halledilecek dış işler var, alınacaklar var....
Beklediğim bir de haber var, hayırlısıyla... O da bir gelsin hele, canlanırız inşallah :)
Bugünlük bukadar şekerler :)
Ses ver diye mesaj atıyorsunuz ya, ses veriyorum işte :))))
Şaka şaka... Seviyorum ben siziiiii :)
Doğru dürüst birşey yaptığım yok, ondan ses veremiyorum.
Malum tedavim çok şükür iyi gidiyor, ama bende enerji yok, üstüne üstlük, kemoterapi yan etkisi olan nöropati, yani el ve ayak parmakları uyuşması-karıncalanması-elektriklenmesi-ağrısı.... İşte bu fena etti :( Şimdi klavyede harfleri tuşlarken parmak uçlarım azıcık acımakta, çok hassas ya... Azıcıkta naz yapayım böyle :))
Günler nasıl geçiyor...
Henüz hayalimdeki gibi sahil gezmeleri, çay bahçesi oturmaları, hobiler... maalesef gerçeğe dönüşemedi :(
Biraz orası burası yerleşiyor, yemek yapılıyor ( çünkü anacığım da çoook zayıfladı, çoook halsiz), hazırlanıyor, kaldırılıyor, çoğunluk yatıp dinleniliyor, kitap okunuyor. Yani idare ediyoruuuz :)) Doktorumun da dediği gibi... sabır sabır sabır :)
Son yazımı yazarken okumakta olduğum Kimberly Freeman'ın Deniz Feneri Koyu çoook heyecanla gidiyordu, ortalarına gelmişken elimden kaydı kitap ve son sayfası açıldı, baktım yarısı yırtık :(
Çok ta sürükleyici gidiyordu, meğer tek sayfa değil, 30 sayfa kadar eksikmiiiş :(
Geri gönderdim kitabı, hevesim yarınlara kaldı, yenisini almam gerek:(
Sonra Şükran Kozalı'dan Eğreti Gelinler... Kitabı seçerken Nurgül Yeşilçay'ın oynadığı Eğreti Gelin filmi geçiyordu aklımdan. Biraz karışık geldi anlatım, ya da kafam dağınık ta ondan belki, atlaya atlaya geçtim, daha sonra tekrar okurum diye kaldırdım.
Aslında bir de aynı yazarın Eğreti Erkekler kitabı da var, o da okunacaklar arasında...
Debbie Macomber serileri biraz karışmıştı, daha önce bahsetmiştim, başka yayınevlerinden daha ileri zamanın serilerinden basılmıştı :(
Cedar Cove serisinden dördüncü kitabı çıktı nihayet, hemen alıp okudum :) Sanki biraz yavanlaştı gibi geldi, ama gene de seviyorum bu hatunun kitaplarını :)
Logan Belle'den Kütüphaneci... Erotik... Elli Ton serisine benziyor, ama Elli Ton serisini okudukça insan erotizmden çok psikolojik-sosyal konulara kilitleniyordu, bu kitap öyle değil, tamamen erotizm konulu, pek sevmedim...
Aşk romanlarındayım ya bu aralar, ruh halime iyi geliyor :)
Ve sevdiğim yazarlardan biri Sandra Brown'dan Anılarımla Yatak Odasında'yı dün gece bitirdim, tabii her zamanki gibi yüzümde bir gülümseme oluştu, bayılıyorum mutlu sonlara :)
Daha okunacak çoook kitabım var hevesle alınıp karşıma dizilmiş :)
Daha çoook yerleşecek malzeme var evin içinde, özellikle hobi odam henüz kaaarmakarışık :)
Daha çoook halledilecek dış işler var, alınacaklar var....
Beklediğim bir de haber var, hayırlısıyla... O da bir gelsin hele, canlanırız inşallah :)
Bugünlük bukadar şekerler :)
5 Temmuz 2015 Pazar
Dinlenmek için okumak... ve uyuyakalmak :))
Aynen böyle oluyor işte :)
Dinlenmek için alıyorum kitabımı elime, uzanıyorum yatağıma, 3 sayfa bitmeden uyuyakalıyoruuuum :)))
Haliyle kitaplar da bitmek bilmiyor tabiii :))
Neyse bir tane daha bitirdim işte :)
Gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmış bir kitap...
Gerilim/Polisiye... Ben sevdim :)
Veeee... yeni bir kitaba başlamanın heyecanı bir başka oluyor... Karşımda okunmayı bekleyen seçilmiş kitaplar bana baktıkça... okudukça okuyasım geliyooor :))
Ah şu ev kendi kendini toparlasa ne iyi oluuur :))))
Dinlenmek için alıyorum kitabımı elime, uzanıyorum yatağıma, 3 sayfa bitmeden uyuyakalıyoruuuum :)))
Haliyle kitaplar da bitmek bilmiyor tabiii :))
Neyse bir tane daha bitirdim işte :)
Gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmış bir kitap...
Gerilim/Polisiye... Ben sevdim :)
Veeee... yeni bir kitaba başlamanın heyecanı bir başka oluyor... Karşımda okunmayı bekleyen seçilmiş kitaplar bana baktıkça... okudukça okuyasım geliyooor :))
Ah şu ev kendi kendini toparlasa ne iyi oluuur :))))
3 Temmuz 2015 Cuma
Ne Desem kiii :))
Bumerang reklam sayesinde şuraya birkaç kelime yazacağım nihayet :)))
Hayatımdan çooook memnunum, yeni bir ev, yeni bir çevre... kısacası yeni bir hayat....
Amaaaa... haaala heryer heryerlerde, bir türlü yerleşemiyorum tam manasıyla çünkü ben eski ben değilim haliyle :))
Gece şarj ediyorum kendimi ya... Sabah 7,5-8 den öğlene kadar çalışınca bitiveriyor şarjım maalesef :((
Sonrası dinlenme 2 saatlik, okuma ve uyku... Biraz daha yerleşme zorlanarak ta olsa, sonra pert vaziyette yayılıyorum :))
Enerjim malum tedavilerin sonucu olarak böyle bitik, üç ayda toparlarsın dedi doktorum... toparlarım elbet :)) İnşallah ayın 13 ünde çekilecek PET sonuçlarım da iyi çıkar da, bomba gibi dalarım hobi odama, özledim çılgın elişlerimi :))
Fotoğraf yok... Hiç resim çekmedim yeni evde. Tam yerleşeyim, öncesi-sonrası yapmak lazım aslında becerebilirsem, çünkü çok tadilat yapıldı evde.
Benden şimdilik haberler bukadar, ben bile özledim elişleriyle süslü, sohbetle dolu sayfalarımı :)) Umarım en kısa zamanda buluşuruz...
Kucak dolusu sevgiler hepinize :)
Hayatımdan çooook memnunum, yeni bir ev, yeni bir çevre... kısacası yeni bir hayat....
Amaaaa... haaala heryer heryerlerde, bir türlü yerleşemiyorum tam manasıyla çünkü ben eski ben değilim haliyle :))
Gece şarj ediyorum kendimi ya... Sabah 7,5-8 den öğlene kadar çalışınca bitiveriyor şarjım maalesef :((
Sonrası dinlenme 2 saatlik, okuma ve uyku... Biraz daha yerleşme zorlanarak ta olsa, sonra pert vaziyette yayılıyorum :))
Enerjim malum tedavilerin sonucu olarak böyle bitik, üç ayda toparlarsın dedi doktorum... toparlarım elbet :)) İnşallah ayın 13 ünde çekilecek PET sonuçlarım da iyi çıkar da, bomba gibi dalarım hobi odama, özledim çılgın elişlerimi :))
Fotoğraf yok... Hiç resim çekmedim yeni evde. Tam yerleşeyim, öncesi-sonrası yapmak lazım aslında becerebilirsem, çünkü çok tadilat yapıldı evde.
Benden şimdilik haberler bukadar, ben bile özledim elişleriyle süslü, sohbetle dolu sayfalarımı :)) Umarım en kısa zamanda buluşuruz...
Kucak dolusu sevgiler hepinize :)
E.C.A. Titiz ile Artık Evlerde Kirli Yer Kalmayacak...
Temizlik konusunda hepimizin takıntılı olduğu bazı noktalar vardır. Benim de temizlemek için en çok çaba sarf ettiğim ve buna rağmen yine de istediğim derecede temizleyemediğim bir alan var. Radyatörlerin iç temizliği! E.C.A. ise yeni “Titiz” ürünüyle bu konuda içime su serpti diyebilirim. İsminin verdiği güvenin yanı sıra kolay açılıp kapanabilen kapağı sayesinde radyatör içlerinin temizliği artık çok kolay olacak.
İçerisinde toz biriken radyatörler için bugüne kadar birçok yöntem denesem de başarılı sonuçlar elde edememiştim. Aslında radyatörler bir uzman tarafından temizlenebiliyor ama bu sefer de deformasyona uğruyor. Temizlenmeyen radyatörlerin içerisinde biriken toz tabakası ise tüllerimi kirletmekle kalmayıp, ısı kaybına ve bakterilerin de eve yayılmasına sebep oluyor. E.C.A.’nın yeni tasarımı olan ve tüm panel radyatörlerinde standart olarak yer alan Titiz teknolojisi, hem hijyen hem de ısı probleminin önüne geçiyor.
E.C.A. Titiz’in kolay açılıp kapanabilen kapağı radyatörün içini temizleyeceğim derken şekilden şekle girme derdinden kurtarıyor. Ayrıca ürünün toz tutmayı zorlaştıran yapısı daha iyi hava akışı sağlayarak sağlıklı bir ortam sunuyor. Titiz teknolojisi, damla şeklindeki ızgara formu sayesinde ısı transferlerini arttırarak enerji maliyetlerinde maksimum tasarruf sağlıyor. Dayanıklı yapısı ile uzun ömürlü bir kullanım sunan E.C.A. Titiz, optimum kanat dizaynı sayesinde de düzgün hava akışı sağlanmasına yardımcı oluyor. E.C.A. Titiz’in dairesel fin formu ve kolay açılabilen yapısı ise sağlıklı ve hijyenik bir ortam sunuyor.
Yapılan pazar araştırmalarında sıklıkla karşılaşılan radyatör temizliği derdi de E.C.A. Titiz ile son buluyor.
Detaylı bilgi almak almak istersen http://eca.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsin.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
İçerisinde toz biriken radyatörler için bugüne kadar birçok yöntem denesem de başarılı sonuçlar elde edememiştim. Aslında radyatörler bir uzman tarafından temizlenebiliyor ama bu sefer de deformasyona uğruyor. Temizlenmeyen radyatörlerin içerisinde biriken toz tabakası ise tüllerimi kirletmekle kalmayıp, ısı kaybına ve bakterilerin de eve yayılmasına sebep oluyor. E.C.A.’nın yeni tasarımı olan ve tüm panel radyatörlerinde standart olarak yer alan Titiz teknolojisi, hem hijyen hem de ısı probleminin önüne geçiyor.
Yapılan pazar araştırmalarında sıklıkla karşılaşılan radyatör temizliği derdi de E.C.A. Titiz ile son buluyor.
Detaylı bilgi almak almak istersen http://eca.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsin.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)