İki gündür yazamadım, affola 😕
Ama boş durmuyordum ki...
Hobi odasındaydım desem...
Üçlemelerden ikisi ancak paketlendi, bugün Antalya ve İzmir'e yola çıktı...
Ortalığı dağıtmışım tabii, aldığımı yerine koyma huyumu devam ettiremiyorum, oturup kalkmak işkence 😡 Neyse ki Havva var, işten çıkışta uğradı, ortalığı toparladı, iyi ki varsın Havva...
Derdi veren Rabbim karşıma hep iyi insanları çıkarttı.
Havva temizlikçi olarak başladı, şimdi benim elim ayağım oldu, sağolsun uzun zamandır bana katlanıyor. En kötü zamanlarıma şahit oldu,özellikle beyin ameliyatı öncesi ve sonrası,
anneme bakmama yardım etti, hatta hastanede onunla kaldı,
annem son nefesini onunlayken verdi.
Yapamadığım her işte Havva... Dedim ya elim ayağım... Haftada bir cumartesi günleri yarım gün geliyor artık. Hafta içi adliye de çalışıyor. Benim için devamlı gelmemesi daha iyi, kendim yapabileceğim herşeyi zorlansam da yapmaya çalışıyorum. Havva bana birşey yaptırmaz, eli çabuk, silip süpürür, toz alır, çamaşırları yıkayıp asar, haftaya ütüleyip yerleştirir, çiçekleri sular, yemek yapıp dondurucuya koyar, haftaya geldiğinde sayım yapıp yedin-yemedin hesap sorar resmen 😊
Aslında ilk tanıdığım Mehmet... Emlakçı Mehmet. Dağdaki evi sattıktan sonra ev ararken tanıştık...
Mert Emlak... Ve sevgili kızı.
Evi aldığımda ben pek iyi halde değildim, tedavim devam ediyordu. Ev çok bakımsız ama kullanışlıydı, Mehmet indirim yaptırdı, kendi komisyonunu almadı, işlemleri kendi yaptı beni yormadı, sonraki bütün tadilatları ben onayladım o yaptırdı, takip etti, elektrik-doğalgaz-su- telefon-internet bağlantılarını hep o yaptı, bu evi de o buldu, tüm işlemleri gene o halletti, hala daha gerekince yapıyor 😖
Sonra Şengül girdi hayatımıza. Evde serum almam gerekiyordu hergün, sonraları iğne, daha sonra annemin iğneleri benim iğnelerim derken 2 yıllık hemşire kursu görmüş, belediye de özel kalemde çalışan Şengül önce hemşiremiz oldu, sonra dostumuz. Haftada en az iki uğrar, angaryalarımı hiç üşenmeden yerine getirir, sohbeti de tatlıdır.
Fena halde etamin işlemeye başladı sayemde 😊
Ve Emre... Taksici Emre...
En çok kahrımı çeken O oldu...
Arabamı kullanmak tehlikeli bir duruma gelince, bir sabah taksi çağırdım. Hastanede kemoterapim vardı. Giderken sigaradan laf açıldı, sohbet sohbeti açtı, Emre benim bir numaralı asistanım ve kardeşim oldu. O zaman oturduğum apartmanın kapısına varmaya bir kat, asansöre bir kat daha merdiven vardı. Zamanla ağırlaşınca ve çok zorlanmaya başlayınca Emre beni kucağına alıp indirip çıkarmaya başladı. O gün bu gündür hastanelerde hiç yalnız bırakmadı, getirdi götürdü, doktorlara girdik çıktık, taşıdı, tekerlekli sandalyeyle dolandırdı, bazen ben rapor filan almaya gidemedim, o takip etti, beyin ışın tedavimde 10gün alete girmeme yardım etti, başımda bekledi, kontrol sonuçlarıma benimle üzüldü, benimle sevindi,
dönüşlerde canım ne çekiyorsa yedirdi içirdi,birara ben gidemediğim için annemi hastaneye götürdü
getirdi. Genelde yorgunluktan ilk gördüğü koltukta uyuykaldı. Bir gece saat 3... annem banyoya giderken düşmüş, ben zaten yürüteçle yürüyorum, kaldırmadım tabii, Emreyi aradım, yataktan kalktı geldi, annemi kaldırıp yatırdı, gitti. Ve daha sayamadığım biiiir sürü şey. Hakkını nasıl öderim bilmiyorum. Bugün de kargolarımı o götürüp yolladı...
Oğlum Volkan... Manevi evlat gibi bir can. Akciğerden ışın tedavisi görürken tanıştık, o kolon kanseri geçirmişti,
serviste gide gele gırgır şamata oğlum oldu. Sonraları hep aradı, sordu, beyin için ilk görüşme, kontrol, rapor işleri onun tarafından yapıldı. En kötü zamanlarımdı o zamanlar. Kontrol-kemoterapi zamanlarımda sürpriz aniden karşıma çıktı,
beyin ameliyatından hastanede yattığımda her gün hatta her gece-gece yarısı yanımdaydı.
Ve... Onkoloji doktorum, güvendiğim kişi...
Uzm.dr.Süleyman Temiz
Kemoterapi hemşirelerim.
Arzu-Emine
Akciğer ameliyatımı yapan
Uzm.Dr.Gülfidan Dağlı
Beyin ameliyatımı yapan
Uzm.dr.Haydar Sekmen
Beyin ve omuz ışın tedavilerimi uygulayan
Uzm.dr.Abdullah Yılmaz
Beyin cerrahisi hemşireleri...
Ve ve ve...
Tabii ki herzaman görüştüğüm ama özellikle beyin ameliyatı için hastaneye yatışımdan çıkışıma beni bir kardeş gibi yalnız bırakmayan, ameliyat sırasında kapıda bekleyen, yoğun bakımda kontrol eden can arkadaşım Belgin ve onu hastaneye getirip götüren lise arkadaşım Ertuğrul...
Sabah yoğun bakımdan çıktım, e çok acıkmıştım, önce Belgin marka börek, sonra hastanenin nefis öğlen yemeği, sonra Ertuğrulun getirdiği nefis dürüm, anca doydum. 😆
Daha sayacak çok kişi var çok şükür...
Zaten bahsetmişimdir bir yerlerde, arada unuttuğum olur diye artık tek tek yazmayayım...
Umarım sıkılmamışsınızdır, daha güzel birşeylerle buluşmak üzere...
Sevgiyle kalın...