28 Haziran 2013 Cuma

Odunluğun Duvarı Boş Kalmıştı da.... :))

Malum evin içindeki duvarlar doldu, artık dış duvarlarda da yer kalmadı neredeyse....
Amaaa... Odunluğun duvarı boş kalmış yaaa :))
Hemen doldurmalı değil mi :)
Geçenlerde bir proje paylaşmıştım kalp şeklinde bişi... Ondan heveslendim, banucasını uyduruverdiiim :)
 
Şimdi yeşil ya, böyle kuruyacak, kahverengi olacak bu dallar, ortasındaki minik kalbi geçen sene sarmaşıklardan sarmıştım... Şu beyaz kordonla sardığım yer pek içime sinmedi ama, bi kurusun bakalım, belki başka birşey sararım...
Dalları dümdüz çıkan yabani bir çalılıktan kestiğim dalları bir ucu daha uzun + şeklinde ortasından çivilediğim tahtaya
kroşe çivileriyle tutturdum,
sonra hafif hafif bükerek kalp şeklini verdim...
Üst tarafını kamufle etmek için aslında doğal rafya iyi olurdu ama bir türlü bulamadığım için onun yerine elyaf almak için gittiğim mindercide bulduğum kordonları kullandım :)
Böyleceeee... Listemden bir proje daha silindiii :)


27 Haziran 2013 Perşembe

Eski Yemek Kaşıkları...

Ne çok işe yarıyorlar :))
İşte gene eski yemek kaşıklarından bahçe bitkileri etiketleri yapmışlar :)
Ama cici resimler dekopaj yapıp saksı süsleri de yapılabilir değil mi :)


26 Haziran 2013 Çarşamba

Banuca Pratik Bir Çözüm Daha ... :))

Önceki sene pazardan bir kırmızı gül alıp, bahçeye ekmiştim...
Meğerse sarmaşık gülüymüüüş, onun için uzayıp dururmuş, ben de budayıp duruyorum :))
 Onun hizasında bir de pembe gülüm var, aslında o da sarmaşık cinsi...
İkisinin ortasında Sibelden kıskanıp büyüğünü yaptığım kuş yemliği var...
Kuş yemi koyduğum kabı da anlatayım bu arada... Hani yayık tereyağı ambalajı var ya fanus gibi, işte onun kenarını üç yerinden ters U şeklinde oydum, tabanını yemliğe vidaladım, yem koyup kendi tabanına taktım ... :))

Konumuz neydi.... Hah...Sarmaşık gülleri ... Bütün bu resimler sarmaşık güllerimi tutturabileceğim dekoratif bir çit mi diyeyim ne diyeyim, onun için...
Böyle birşey yaptım işte...
Bodrumdaki plastik su borularını önce güllerin dibine sokuşturup (önce demir boruyla delik açtım) kuşevinin tepesinde daha geniş bir kısa boru parçasının içine sokuşturarak birleştirdim, gülleri de borulara tutturdum :))
Artık sadece alttan budarım uzar giderler.... Olmuş muuuu :))

Şimdi blogcanımcımlarımdan birinin siparişi olan ve dün gece bitirdiğim örtünün firkete oyalarına başladım...
Hi hiiii.... Bu fotoğrafı makinayı gıdıma sıkıştırıp çektiiiim ... :)))))





25 Haziran 2013 Salı

Kullanımdan Kalkmış Paralardan...

Ne güzel kolye küpe oluyormuş :)
Ama resin işini yapanlar için bu :)
Gerçi resin değil de başka bir toz kullanmışlar, fırında eriyen cins bir şey, yapım aşamaları değişik yani...
Ama çok beğendim ben bunları, resin alsam mıııı :)


24 Haziran 2013 Pazartesi

Hafta Sonu İmecesi.... :)

Hani size tanıştırmıştım ya, gerçekten 40 yıllık arkadaşım Emine'yi....
İşte hafta sonu O geldi, cumartesi akşama doğru...
İlk gece oturup bir yandan el işlerimizi işledik, bir yandan sohbet ettik... O Şileli, İstanbul da oturuyor, güzel şile bezi işler, ama şimdilerde nakış kurslarına devam etti, nefis örtüler işliyor değişik değişik tekniklerle...

Benim iplik kutumu kıskandı :))

Ertesi gün ilk iş Ona da bir iplik kutusu yapalım dedik...
İndik bodruma, maalesef teneke kutu kalmamış :(
Biz de kare yoğurt kutusunda karar kıldık, topladık malzemeleri, oturduk mavi köşeye, biraz Emine, biraz ben çalıştık...
Penye kumaşla önce içini kapladık, kare bir kumaşı kesip önce iç tabanına sonra kenarlarına hafif büze büze pattexle yapıştırdık,
Dış tarafına yapıştırdığımız kumaşı alta döndürüp düzgünce katlayıp silikonla yapıştırdık,
Kapağın üstünü de yapıştırdıktan sonra iğnelik için ufak boy cd ye elyaf koyup şile bezi parçayla kapladık, silikonla önce kenarlarını, sonra da hazırladığımız cd iğneliği kutunun ortasına yapıştırdık,
Kapağın, kutunun ve iğneliğin etrafına silikonla dantelli lastik süsü geçirdik,
Ama bir de baktık kiiii.... kapak yerine oturup tam kapanmıyor :(
E çaresi var :)
Kapağa ve yan iki kenarına havya ile karşılıklı birer delik açtık, kapağa yuvarlak lastik, yan kenarlara da büyük düğmeler tutturduk, olduuuu :)
İşte böyle...
 Sonra ben arka bahçeleri, Emine ön bahçeyi suladık...
Eminenin resmini çekerken aklıma geldi...
Hani demirciye gitmiştim ya, aslında fener asmak için inşaat demiri görmüştüm dükkanın önünde onu kestirip büktürmüştüm, eve gelince  de boyayıp iki blog arkadaşımın gelirken hediye getirdiği cici fenerlerimi asmıştım, onları da çektim...

Gene biraz elişi derken akşamı ettik :)
Pazar günü Eminenin gözü benim strafor kaz ımda ve çakma sulama kaplarıma takıldı, hadi yapalım diye tutturdu :))
Eh naapalım... Topladık malzemeleri, ön verandaya yayıldık, akşama kadar da onları yaptık :)
Kaz ın çiçeklerini, kurdelesini artık evinde tamamlayacak :)
Bu arada bir de sepetime el koydu, buyrun bakalım :))))
 Bu işleri sevdi Emine, malzeme listesi yaptı... Onu da bulaştırdım ya bu işlere... oooohhhhh :))))
Ampulden antika ibriklerime de sulandı, onları yetiştiremedik ama malzemelerini aldı yani :))
Bugün öğle yemeğinden sonra yolcu ettim, fazla kalamadı, çünkü torununun sünnet hazırlıkları var :(
 
Askerlik arkadaşı gibi çıkmışız değil miiii :))) Eh makinayı otomatiğe alıp ancak koşturup bu pozu verbilmişim :)))
İşte böyle dolu dolu bir haftasonu geçirdiiim :)


21 Haziran 2013 Cuma

Mavi Köşenin Hikayesi...

Geçenlerde aşağıya indiğimde demirciye uğramıştım... O sırada oralarda oturan, rastlaştıkça selamlaştığım birisi bodrumunu temizlerken bulduğu iki adet sandalyeyi getirdi ona, ne yaparsan yap gibilerinden...
O gitti, benim gözler sandalyelerde takılı kaldı :))
Serde çöpçülük var ya :))
Bizim demirci huyumu biliyor ya, istersen al dedi, almam mıııı :))
Berbat haldeler aslında, eve getirdiğimde annem söylenip durdu tabiii :))
Baksanıza hallerine...

Daha önce bizim bodrumda abimlerden kalan böyle üç sandalye yenilemiştim ya, pratiğim var yani :)
Bunlar da söküldü, yıkandı, boyandı, kaplandı... veeee...
İşte Mavi Köşeeeee.... :)
Sandalyeleri kapladığım kot kumaş : Birisi pantolon dikecekmiş vazgeçmiş, teğelli halde bana getirmiş :)
Sehpanın örtüsü : Aslı kareydi, birisi kenarını ütülerken yakmış, atacakken benim arkadaş kapmış bana getirmiş, ben de sülfile makasıyla yuvarlak kestim:)
İşte arka verandanın bugünkü hali...
Hamarat anne sultanın oturduğu sedir : Eski gardrop kapağının altına şu sağda gördüğünüz direklerin artan parçalarından ayak yaptım, heryanı kırılan bambu takımlarının minderlerini koydum... oldu.. :))
Bakalım daha neler yapacağız eskilerden yenilere :))

Haaa... Bu arada, benim yeni dansöz oyalı örtü/şallarımı gördünüz mü, dükkanımda... ?




20 Haziran 2013 Perşembe