Arıza nedeniyle elişlerime ara veriyorum :(

 Bu aralar kış hazırlıkları, bahçe işleri, foseptik problemi derken son arıza bende çıktı :))
Sağ dirseğim çok ağrımaya başladı, hafif birşey bile kaldıramaz oldum. Hal böyle olunca pazartesi hastaneye gittim. Çok zorlanmaktan dirseğimde ödem oluşmuş. İlaç ve fizik tedavi, geçmezse iğne, geçmezse alçıya alınacakmış. İlk seans fizik tedaviyi aynı gün yapıldı. Elektronik bir çubukla ödem dağılsın diye darbeler verildi, bayağı acıtıyor :(  İki pazartesi daha yapılacak bu işlem. Bu arada kolumu dinlendirmem gerekiyormuş, yani mümkün olduğunca kullanmayacağım. O nedenle elişi yapamıyorum, boş oturmak çok zor. Aslında pc kullanmakta yasak ama dayanamıyorum işte :)

Tamamen geçene kadar yorum yazamazsam, bloglarınızı dolaşamazsam beni affedin, bloglarınıza bakarım da, yorum yazamayabilirim. Çünkü devamlı yazınca ağrımaya başlıyor, şu anda olduğu gibi.

Artık internetten bulduklarımla idare edin olur mu....

Yaprak İskeleti
Yaprakları kurutarak yapılan süslemelerden değişik bir örnek. Bu defa kurutma yöntemi değişik, yaprağın iskeletini çıkarmışlar.

Böyle,

Bu da değişik bir yaprak,

Bu yaprakları bu şekilde kurutmak için "çamaşır sodası" kullanılmış. Özellikle çamaşır sodası olacakmış, yemek sodası olmazmış.
Bir kaba istediği yaprakları koyarak üzerine 3/4 bardak soda, 4 bardak su koymuş, su kaynar gibi olmaya başlamasından itibaren 1 saat 45 dakika beklemiş. İlk 40 dakikada yapraklar bozulmaya başlamış.

Belirtilen süre dolmadan önce su eklemeniz gerekebiliyormuş, bu arada soda üst kısımda kristalleşmeye başlıyormuş. 1 saat 45 dakika dolunca, cam yayvan bir tabağı soğuk su ile doldurmuş, yapraklardan birini  bir spatula yardımıyla dikkatlice çıkartıp içine koymuş.

 Geniş uçlu bir fırçayı ıslata ıslata yaprağın üzerindeki kalıntıları temizlemiş.

Temizleme işi bitince gene spatula yardımıyla yaprağı dikkatlice sudan çıkartıp kağıt havlu üzerinde kurumaya bırakmış.
Kuruduktan sonra yapacağınız şey size kalmış, sprey boya ile boyayabilirsiniz, resinle kaplayabilirsiniz v.s...

Hızımı alamadım :))

Kuş evini yaparken tezgahı kurdum ya, bitirdim ya, hem de annem BEĞENDİ ya :)) hızımı alamadım, gözüm etrafta, daha ne yapsam diye...



Ön veranda da mor salkımın uzayan dallarını pergolenin üstüne doğru yayarken gözüme boş duran kancalı çivi ilişti, oraya bir saksı asmak istedim. Asabileceğim saksı var mı diye indim bodruma. Asılacak saksı bulamadım amaaaaaa,,,,


Bir küçük ve pis ama şirin bir saksıcık buldum :))


Bir güzel yıkadım, beyaz yaprakları artık düşmüş olan papatyalar vardır hani sadece ortadaki sarı göbekleri kalır, öylece kurumaya yüz tutar, işte onlardan toplamıştım geçen hafta, onları aldım, pazarda bulup aldığım kelebek çıkartmaları aldım, bir strafor parçasını aldım, bir de sprey verniği aldım koydum tezgaha, başladım düzenlemeye.
Straforları kırıp kırıp saksının içine tıkıştırdım, ortasını biraz yüksek yaptım, papatyaları kesip kesip başladım sık sık dizmeye, saksı iyice dolunca etrafına kelebekleri yapıştırdım, son olarakta papatyalar dökülmesin diye bolca sprey vernik sıktım.

İşte sonuç.......

Sonraaaaa.... Bostandaki damlatma sisteminin suyunu açmak üzere düştüm yola aşağıya doğru, margaritlerim pek güzel açmışlar, ve sürpriiiz oturak fasulyelerim vermiş bile, annem yarın ne pişirsek diye düşünüyordu, topladım, sürpriz oldu, beyaz fasulyelerim ve barbunyalarda sarmışlar bayağı, domateslerimde kızarmaya başlamışlar, bir de salatalık olmuş, biberler henüz pek küçük, doğa nasıl da meyvalarını veriyor, onları gördükçe yaşama sevincim coşuyor, yaaa ben doğayı çoook seviyorum...

Mısır Çiçekleri

Kuru çiçeklere dikkatinizi çekeyim...

Bostandan el sanatları hasadının bir parçası...
Mısır çiçekleri, nasıl ama.







Ben çiçekleri çekerken Bıdık beni de çek dedi ve hemen poz verdi:))