Sabah söylene söylene kalktım...
- Of yaaa, bu ne biçim havaaa... Dün yazdı bugün kış gibiiii... Gelmeyecek mi bu yaaaz... :((
Dün gece zaten gök gümbür gümbür, yıldırımlar şimşekler... Bıdık divanın altından çıkmadı :))
Modemimi kapalı tuttum tabii, gece hava sakinleyince açtım, tam bir iki yorum yazdım, internet kesildi, bütün herşeyi kontrol ettim, benden kaynaklanan arıza yok, 2 saat sonra geldi, ama benim de uykum geldi :(
Bu sabah ta bayağı serindi, hava sisliydi... İnternet bağlantısı gene kesilmiş, öğlene doğru geldi, niyeyse !!!
Neyse, hava öğlene doğru açtı, benim de içim açıldııı :)
Biraz bahçe işi yaptım... Nihayet meyva bahçesine inebildim, ağaçlar çiçeklenmiş, yerlerde çeşit çeşit kır çiçekleri, aman pek bi iyi geldi :)
Ben bu dağları seviyoruuuum :)
Dün bir terlikçinin önünde kutular görünce dayanamadım tabiii, aldım :))
Öğlen anne sultan mıhlama istemişti, yaptım... Yemekten sonra kutuları kaplamaya başladım...
Haaa o arada gene anne sultanın kısır isteği üzerine, bulgur haşladım :)
Kutuların yapışkanlı kağıtlarla kaplanmasından sonra kısırın diğer malzemelerinin hazırladım, karıştırıp dinlenmeye bıraktıktan sonra kutuların süslerini yapıştırdım silikonla. Saat 3, çay saati, yanında kısır yendi :)
Sonraaaa, sıra geldi fotoğraf çekimine, bahçe en güzel mekan ya... Taşındım :)
Desenlerin fonu beyaz gibi çıkmış ama değil, sarı....
Şimdi, çay saati... Bıdık beyin maması verildikten sonra ikinci çay saatimiz :)
Sonra tv karşısı elişi saati gelir :)
Hadi bana bay baaaay :))