Ponponlar-Püsküller-Boncuklar.....

Ne güzel uyum sağlıyorlar birbirlerine...
Ne kadar zevkle oynuyor insan bunlarla :))

İşteeeee...

Maviler hobi odama...

Turuncular salona...

Kırmızılar yılbaşı süslemelerinin arasına gittiiii...

Ah beeen....
Heryerlere birşeyler asmam gerekmiş gibi bir kuralım var :))
Boş yerleri dolduralım gibi bir takıntım da var gibi gibi... :))
Bu eve yeni taşındık ya...
Özellikle duvarlar boş ya...
Daha asamadığım bir sürü şey bekliyor ya...
Ben daha yeni yeni hareketleniyorum ya...
Çok işim var daha çooooook.... Meşgul etmeyin beni.... Çok çalışmam lazım çoook ... :)))))

Paylaştığım bu işler balkon ışığının yetersiz kalmaya başladığı 16.30 dan sonra hobi odasına geçtiğimde yapılan işler. Yani az zaman alan basit ama eğlenceli işlerden :)

Balkonda 5 minik panomdan beşinciyi işliyorum, bir köşede de örmeye başladığım hırka var, bekliyor... Tv seyretmediğimden salona pek girmiyorum, o nedenle kalın iplerle ördüğüm battaniye de orada bekliyor :))

Büyük işlerden hangisi önce biterse o gelecek karşınıza, onlar da panolarım olacak büyük ihtimal :)

Az sonra yapmaya başlayacağım mini projem için sabırsızlanmaktayım, bakalım yarın bu saatlere yetişecek mi... İpucu vermiyorum, çünkü heran fikrim değişebilir :))

Bugün de böyle geçti, nice huzurlu hobili günlere inşallah :)

Bir Makara Kurdeleden...

Önceki hafta işlerini paylaşmaya devam...

Bu hediye paketi kurdelesini epey bir zaman önce almıştım...

İki kurdele ve kalplerin birleşimi ne güzel değil mi :)

Ben bunları birbirlerinden ayırdım...
Çünkü kalpleri gözümün önünde görmek istedim, yatak odamdaki kitaplığımın raflarına astım :)

Şu kadarcık şeyle insan mutlu olur mu... Ben oluyorum işte :))

Geçen hafta beş gün boyunca hastaydım ya, hiç çıkamadım bu odadan, yattığım yerde okunacak kitaplarımı seyretmeye doyamıyorum zaten, bir de kalpler sallanıyor ya oradan, ayrılasım gelmedi bile yatağımdan :))
Hatta Bıdık bile ayrılmadı hiç yanımdan :))))

Biz böyle kocaman mutluyuz işte :))

Kaşıklar ve Boncuklar....

Eski mutfak eşyaları... Benim yaşıma göre eski olanlardan bahsediyorum tabii :))
Hep büyük büyükmüş farkında mısınız...
Anneannemden ve babaannemden kalan altışar kişilik porselen yemek tabaklarım var. Ama kullanamıyorum yemek tabağı olarak, ne derin tabağını ne düz tabağını, normal porsiyon yemek ya da çorba koysam devede kulak kalıyor, çok koysam yenmiyor, onun için onları meze tabağı filan olarak kullanıyorum arada bir...
Kaşık ve çatallar da öyle... Kocaman çorba kaşıkları baksanıza...

Şimdi kullandıklarım neredeyse bunun yarısı kadar...
....................................
Ve boncuklar... Oldum olası çok severim bunlarla oynamayı, hastalık gibi :))
Ama baksanıza rengarenk, ışıl ışıl; gel benimle oyna demiyorlar mı :))

Diyorlar... Bana diyorlar...
Ben de aldım boncuklarla kaşıkları...
Oynadım :)
Ha... Bir de delikli kepçe katıldı oyunumuza :))
Boncuklanıp sıra sıra dizildiler kepçeye böyle,

sonra iple salıncak kurdular, asıldılar çatı kenarına, kendilerini rüzgara bıraktılar :)

Not : Kaşıkları aşağıdaki demirciye deldirdim, adamcağız alıştı artık benim garip fikirlerime, hiiiç sormadan açtı delikleri :))

Burası bizim ocakbaşı...

Bunlar da ocakbaşını dolduran Banucalar :))))

Blogumda kaşık havası, dışarıda yağmur havası var, önemli olan bizim havamız değil mi :))

Kızılcıklar Oldu mu... Selelere Doldu mu... Heeeyyyy... :))

Türkülerle birlikte gidiyor benim üretimler bu aralar :)))
Benim kızılcıklar oldu da, dalında kaldı :))

 Toplamaya üşendim yani :))

Doğal malzemelerle çalışmayı seviyorum, hem de bedava ya... :))
Budanan söğüt dallarından bir tutam koymuşum bir kenara ...

Malzemeyi elime bambaşka bir fikirle alıyorum, sonra bambaşka birşeye dönüyorum :)
Bunlardan kalp şeklinde bir çelenk yapacaktım, ama kurumuş bunlar, istediğim gibi eğilip bükülmezler kiii :(
O zaman demet halinde boncuklu birşeyler derken böyle oluştu kızılcık dalları :)
Telle bağladığım boncuklar kızılcığa benzemiyor mu :)

Birarada böyle cici durmuyor mu :)

Amaaaa... En cici yeri de kurdelesi değil miiii :)

Bunu asmaya yer zor buldum biliyor musunuz :))

Yay da Süslenir :)))))

Yay dediğim böyle bir parça işte... Nalan bırakmıştı giderken :)

İnternette benzer birşey görmüştüm de, onu uyguladım, pullar ve boncuklar... Boncuk dizmek en sıkıntılı zamanlarımda beni rahatlatan bir terapidir , çok denedim bunu...

 

Böyle böyle bir pul bir boncuk dizdim dizdim, az da olsa rahatladım... Sonra çıktım, verandaya astım... Güneş vurunca pek güzel ışıldıyor :)

Bu Bilezikler Kimlere ?

Biiiir sürü boncuğum var, onlarla oynamayı seviyorum ya, listemdeki bir fikri daha uygulamaya koydum :)
Böyle minik bilezikler yaptım...

Tek tük kalmış boncukları yay gibi olan tele dizdim, uçların birini halka, birini kanca şeklinde büktüm birbirine kilitlensin diye....
Bakın kimlere yapmışım bunları :)

Anlaşıldı mıııı :))
Şöyle daha uzaktan göstersem...

Hah... Bi bunlar kalmıştı süslenmedik :))))

Maksat süs olsun canım işte, eğleniyorum böyle, mutlu oluyorum... :))

.....................
Hava güneşli ama bahçeler hala kar içinde... Kapının önüne sandalye koydum güneşe, battaniye pelerinimi alıyorum üzerime, kitabımı da alıyorum, temiz hava, bol gıda :))
Şimdi yeni bir projeye yelken açmak üzere arşivime bakayım, beni hevese ne getirecek bakalım :)

Boncuklarla Oynadık....

Emine benim boncuklarla yaptığım örümceklerden de yapmak istedi...
Yani ikinci Workshop...
Bedavaya olur mu... Olmaaaz :))
Balıkları ayıklayıp yıka bakalım Emine hanııım :))

 Hah şimdi başlayabilirsin, o arada ben onları kızartayım :)

Yemek sonrası ben de oturdum karşısına, yusufçuk yapmaya başladım...

Ellerimiz çalışıyor ama ağzımız da boş durmuyor bu arada... Bu minik taş çikolatalara bayılıyoruuuum ve de fıstık ezmesiiiii :)

İşte benim yusufçuklarııım :)

Dışarıda üşüyüp hasta olmasınlar diye içeriye aldım :)

Emine de yaptı yusufçuklardan ama fotoğraflarını çekmeden kaldırdı hepsini bavuluna, nazar değmesinmiş :)))

Iyyyyyyyyy... Bunlar da Neeeeee....

Üstelik bahçeden evin içine de girmişleeer...

 

Fikir internetten, ama hangi siteydi maalesef unuttuuum :((... Benim kafamdan çıkmadı yani, onu söyliiiim :))
Solmaz sultan dedi ki... "Gerçek örümcekler yetmedi, bir de bunlar çıktı şimdi, üstelik zehirlidir de bunlaaar... " :)))
Nasıl yaptığıma gelince...
Boncukları ortaya minik boncuk takarak iki kat yaptığınız tele böyle diziyorsunuz...

Ayaklar için uzun dört teli ortasından gövdeye sarıp minik boncukları diziyorsunuz, kolay yani...

İlk bunu yaptıktan sonra hızımı alamadım işte :))

Değdi mi merak ettiğinize :))))

Bugün Boncuklarla Oynadım :)

Dükkanımdaki boncuk anahtarlıklar bitmişti...
Bugün öğleden sonra oturdum tezgahın başına....

Bu tezgahtan işte bunlar çıktııı...

Akşama fırsat kalırsa tek tek dükkanda yerlerini alacaklar :)

Bu Sepet Başka Sepet :))

Ön veranda da bir değişiklik yaptım, daha doğrusu yapmak zorunda kaldım...
Farkedebilen var mıııı :))

Pekiii.... Hani nisan ayında boncuklarla mumluk yapmıştım bu verandaya...

 İşte bunlar.... Ama bunlar yağmurlarda paslandıııı :( Boncuk çivileri mi paslandı yoksa teller mi incelemedim ama çok çirkin olmuştu, söktüm... Boncukları aynen sakladım yerine birşey yaparım diye...
Dün bodruma indim, bakındım o boncuklara ne bağlayabilirim diye...
Veeeee.....

 Bu kadaaar... Süzgeçten sepet olurmuş değil mi :))

İçine birşey koymadım, henüz tabiii..... :))

Haaa... Bu arada bodrumda su tesisatı yoktu, eh habire fırça yıkamaya filan yukarı çık in, bana göre değil...
Ben de kendime su tesisatı yaptım :))

İşte böyle eskileri atmazsan, gün gelir işe yarar :)
Eski kuzine, banyodan çıkma minik lavabo, içi kurumuş boya kovası, plastik musluklu bidon :)
Amaan temizliğine ne bakıyorsunuz, lavabonun içini temizledim, gerisi zor iş :))